24 Haziran 2009 Çarşamba

Çeşme Kaçamağı

<-Önceki SayfaSonraki Sayfa->

Bu haftasonu çok güzel bir şey yaptık. Bir anda aldığımız kararla hafta sonu için Selin'in anne ve babasıyla birlikte Çeşme'ye gittik. Aynı zamanda Çeşme'de tatil yapmakta olan benim anne ve babama da sürpriz yapmış olduk. Tam babalar gününe denk gelmiş olması da ayrı bir güzellik oldu. Babama hediye olarak kendimizi götürmüş olduk :)


(110mm, f/8, 1/125s, ISO 100)

Daha yoldayken Çeşme'de ne fotoğrafı çekeceğime karar vermiştim. Topçularda arabalı vapurdan indiğimizde çok güzel bir gün batımı vardı. Benzeri bir manzaraya Çeşme'de kesinlikle rastlayacağıma emindim.


(250mm, f/8, 1/250s, ISO 100)

Çeşmeye vardığımızda günbatımından daha ilgi çekici iki model buldum! Birinci modelimin adı Süleyman'dı. Süleyman annemlerin bahçesinin mülayim sakinlerinden biri. Fazla hızlı olmaması ve güneşin de iyi ışık sağlaması sayesinde Süleyman'ın çok güzel fotoğraflarını çektim.

Süleymanın fotoğrafını ilk çektiğimde kabuğu inanılmaz parlıyordu. Hemen polarize filtremi taktım. Polarize filtreyi parmağımla çevirdikçe parlamaların ne kadar değiştiğini görebiliyordum. Parlamaların en az olduğu noktaya göre ayarlayıp deklanşöre bastım....ve Süleyman kadrajıma bu şekilde yansıdı.

Öbür modelim biraz daha değişikti.


(250mm, f/11, 1/200s, ISO 200)

Bu gördüğünüz son derece renkli şey bir japon gülünün dişi organı. Makro çekimlerde alan derinliğini tam tutturmak zor oluyor. Bu yüzden diyaframı biraz daha kısmak zorunda kaldım. Bu sayede alan derinliğim birazcık da olsa daha fazla genişleyebilecekti.

Odaklamayı tam doğru yapabilmek için liveview'i açtım ve makineyi manual odaklamaya aldım. Odak uzunluğunu lensimin en büyük değeri olan 250mm'ye getirdim. Odaklama halkasını da en yakın odak noktasına(45cm) çevrdim.

Odaklama halkasının üzerindeki rakam bize sensörden çektiğimiz objeye kadar olan uzaklığı veriyor. Makro çekimlerde bu uzaklığın referans noktasının merceğin ucu değil, makinemizin içindeki sensör olduğunu bilmek lazım. Bir çok makinede sensörün hangi noktada olduğunu dışarıdan bakınca anlayabilmeniz için bir işaret mevcut. Odaklamış olduğunuz cisim, ortası çizik daire şeklindeki bu işaretten, odak halkasında ayarladığınız değer kadar uzakta oluyor.

Japon gülüne yavaşça yaklaşmaya başladım. Odaklama işini halkayı çevirerek değil, makinemi ileri geri hareket ettirerek yapmaya karar vermiştim. Bu sayede lensim ile elde edebileceğim maksimum büyütme oranına erişebilecektim.

Makro çekimler için özel olarak yapılmış lenslerde maksimum büyütme oranı 1:1'dir. Yani objenin görüntüsü, sensörün üzerine gerçek boyutunda yansır. Kullandığımız standart zoom lenslerde bu oran 1:3 civarında. Benim lensim için bu değer 1:3.6. Yani standard kit lens ile, bu görüntüyü daha da büyük bir şekilde sensöre yansıtabilirdim.

Tabii o gün bir çok gün batımı fotoğrafı da çektim. Fakat bir tanesi ayrı bir güzeldi.


(38.8mm, f/10, 1/180s, ISO 100)

Bu fotoğrafı ben çekmedim. Fakat ayarları ben yaptım. Fotoğrafta ben ve Selin ön planda olacaktık ve arka plandaki batmakta olan güneş hemen yanımızda olacaktı. Güneşin parlamaması, bizim de karanlık çıkmamamız lazımdı. Bu durumda dolgu flaş kullanmam gerekiyordu. Ben de ayarlarımı yapmaya bu noktadan başladım.

Standard flaşımın senkron hızı 1/180s idi. Manual pozlamada makinenin enstantane değerini 1/180'e aldım. ISO'yu 100'e ayarlayıp sadece gün batımına kadrajı doğrultarak uygun bir pozlama için gerekli aperatür değerini ayarladım. Bu şekilde hem flaşın ışığını, hem de güneşin ışığını bir parça dengelemiş oldum.

Bunun ardından makineyi babama verdim, o da bizi güzelce çekti :)

RAW olarak çekilmiş bu fotoğrafı sonradan export ederken gölge seviyelerini yükseltip, siyah noktasını biraz yukarı çektim. Bu sayede ben ve Selin'i gün batımına yakın aydınlığa getirebildim :)

Ertesi gün bir gün batımı fotoğrafı daha çektim.



Günbatımında Çeşme'nin Çiftlikköy beldesinin panoramik fotoğrafının sıkıştırılmış hali olan bu çalışma aslında 6 fotoğraftan oluşuyor. Hugin kullanarak oluşturduğum panoramik fotoğrafı, PS'de sıkıştırınca ortaya böyle bir çalışma çıktı. Daha önce Izmoria yazımda kullandığım tekniğin aynısını kullandım.

Açıkçası bu panorama sıkıştırma işini yaptığım diğer çalışmalar ile de denedim. Fakar sonuç pek parlak olmadı. Bu işin etkili olabilmesi için yüksek bir yerden yapıması gerekiyor sanırım.

Bu ufak Çeşme kaçamağında daha bir sürü fotoğraf çektim. Bu fotoğraflara Buraya tıklayarak erişebilirsiniz.

Işığınız bol olsun.

<-Önceki SayfaSonraki Sayfa->

1 yorum:

tubik dedi ki...

Ben en çok Selinle olan resmi beğendim... Renkler şahane!