<-Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa-> |
Geçtiğimiz haftasonu İstanbul büyük günlerinden birini yaşadı. Dünyanın en büyük motor sporu organizasyonu Formula 1'in sıradaki etabı, geçen haftasonu İstanbul'da gerçekleşti. Şansıma sponsorlardan birinden(acaba hangisi :P) cumartesi günü sıralama turlarına, Gold tribüne bilet buldum ve tabii ki gidip bol bol fotoğraf çektim.
(29.4mm, f/5.6, 1/800s, ISO 100)
Açıkçası katılım düşüktü. Tribünler boştu. Bu aslında fotoğraf çekmek isteyen bir kişi için iyi bir şey. İstediğim noktaya gidip fotoğraf çekebiliyordum. Ama katılımın bu kadar az olması, bana maalesef ülkemizde motor sporlarının geleceğinin pek parlak olamayacağını gösterdi.
F1 sıralama turlarından önce Porsche Cup sıralama turları vardı. Bu turlar başlar başlamaz hemen tribünün ön tarafına koştum. Amacım olabildiği kadar yakından ve güzel fotoğraflar çekmekti.
(250mm, f/8, 1/1250s, ISO 100)
Porscheler ısınma turlarını atarken ben de ısınma çekimlerimi yapıyordum. Çok fazla panning tecrübem yoktu ve panning tekniği ile fotoğraf çekmek için olabilecek en iyi ortamdaydım. Önce normal "zamanı dondurduğum" fotoğraflar çekmekle başladım.
Bu fotoğrafları çekmek için makinemin P modunu kullandım. Belki de Tv modunu kullanmak daha doğru olacaktı ama ışık miktarını bildikten sonra hangi modu kullandığınızın pek önemi kalmıyor. Ayrıca makinemin D-Range özelliğini de açarak parlak bölgelerde detay kaybının önüne geçtim.
P modu sayesinde aperatür değeri, Entegre MTF tablosu üzerinden, her zaman en yüksek netlik sağlayabileceği değere sabitleniyordu. Bu değere uygun olacak şekilde de Enstantane değerleri hesaplanıyordu.
Normal fotoğraflar ile ısındıktan sonra sıra panning'e gelmişti.
(92.5mm, f/16, 1/40s, ISO 100)
Panning tekniği şu şekilde oluyor: Hızlı hareket eden bir objeyi kadraja oturttuktan sonra deklanşöre basıp, enstantane süresi boyunca objeyi takip ediyorsunuz. Bunu yaparken objenin kadrajdaki yerini bozmamanız lazım. Ciddi miktarda alıştırma gerektiren bir iş.
SLR makinelerin yapısından dolayı deklanşöre bastığınız anda makine içerisindeki yansıtıcı ayna yukarı kalkıyor. Bu andan itibaren enstantane süresi boyunca vizörden hiç bir şey göremiyorsunuz. Bu yüzden panning yaparken kadrajı gözlerinize güvenerek değil, içgüdülerinize güvenerek taşıyorsunuz.
(250mm, f/16, 1/60s, ISO 100)
Yavaş giden arabalar için 1/20, 1/30 saniye gibi değerlerde panning çalışmaları yapılabilse bile, bu Porscheler kesinlikle yavaş değillerdi. 1/40 saniyede düzgün yakalayabilmek çok zordu. 1/60'da anca net sonuçlar elde edebildim.
Bu enstantanede uygun ışığı sağlamak için Manuel modu kullanıyordum. Aperatür değerini f/16'ya kadar kıstım ve ISO'yu 100'e çektim. Bu şekilde uygun çekimler yapabildim.
O güne kadar Formula 1'i sadece televizyondan izlediğim için Formula 1 arabalarının bu Porschelerden sadece biraz daha hızlı olacağını düşünmüştüm.
Ne kadar da yanılmışım!!!
İlk Brawn/Mercedes sıralama turları için piste çıktığında önce ses ile sarsıldım. Araçların çıkardıkları ses miktarı bir anda beni kendime getirmişti. Zaten o beyaz/sarı araba pit alanından piste çıktığı anda, şu ana kadarki yaptığım ısınmaların boşuna olduğunu farketmiştim. Asıl şoku aynı araba neredeyse bir dakika sonra, bütün pisti bitirip tekrar önümden geçtiğinde yaşadım!!
Bu arabalar biraz fazla hızlıydı!!!
(230mm, f/8, 1/2000s, ISO 400)
Önce normal pozlar ile başladım. Enstantane hızını 1/1000'in üzerinde tutmak için bazı pozlarda ISO'yu 400'e çıkardım. Pentax k20d nin ISO 400 performansı çok başarılı olduğundan fotoğraflarda pek gürültü oluşmadı. SLR'ların deklanşör gecikmesi çok kısa olduğundan dolayı bu tip fotoğraflarda çok daha başarılı sonuçlar alınabiliyor. Deklanşöre bastığınız anda ayna kalkıyor ve fotoğrafı çekebiliyorsunuz.
Zaten araba önünüzden geçerken tek bir fotoğraf çekmiyorsunuz. Sürekli çekim modunda deklanşöre basılı tutup birden çok fotoğraf çekiyorsunuz. Ne çıkarsa bahtınıza :)
(250mm, f/8, 1/1250s, ISO 400)
Mesela bu fotoğrafın kadraja bu kadar tam oturmuş olması tamamen şans. Yoksa mümkün değil kadrajı tam oturtup da takip etmek. Zaten kadrajı da bu kadar doldurmamak da lazım :)
Bu noktadan sonra panning denemelerine başladım. 1/60 enstantane süresi ile denemelerim genel olarak hezimetle sonuçlandı. 1/60 saniye içinde araçlar o kadar uzun bir yol alıyorlardı ki, size göre olan açıları değişiyordu. Bu yüzden istediğiniz kadar sabitlemiş olun, aracın önü ve arkasında netlik kaybı oluşuyordu.
(250mm, f/16, 1/60s, ISO 100)
Bu yüzden kısa süre sonra 1/60s ile denemekten vazgeçtim. Enstantane değerini 1/80s'ye ayarladım. 1/80'de bile yakalamak oldukça zordu. Fakat artık alışmıştım. Sıralama turlarının sonuna doğru yaklaştıkça daha başarılı fotoğraflar çekmeye başladım.
(120mm, f/16, 1/80s, ISO 100)
(77.5mm, f/16, 1/80s, ISO 100)
Günün sonu geldiğinde 400 deklanşör geçmiş, kulaklarım duymaz olmuştu. Fakat kesinlikle değmişti. Bir çok güzel fotoğraf çekmiştim. (Bu fotoğrafların hepsine buraya tıklayarak erişebilirsiniz)
Sıralama turlarını kimin kazandığını ise hala bilmiyorum :)
Işığınız bol olsun.
<-Önceki Sayfa | Sonraki Sayfa-> |
1 yorum:
Butun fotolar gercekten cok guzel cıkmıs canım , ben de compact makinamla bir kac poz cekmeye calistim. Ne kadar zor oldugunu anladım. Aynı martı fotolarında oldugu gibi. Neredeyse 10 kere bos , 1 kare ya da cok sansliysam 2 sinde arabanın bir ucunu yakalayabildim. Seni burdan tebrik ederim :) tum okuyuculara sevgiler ...
Yorum Gönder